Kitaplar Öyküler Etkinlikler

Kitap , okuma, , çocuk kitapları , romanlar , anılar, edebiyat sohbetleri , sanatçılarla söyleşiler , fotoğraf , edebiyat , çocuk eğitimi üzerine üzerine dokunmak istediğimiz herşey

26 Ekim 2009 Pazartesi

Huzursuz Ölüler


Kimi romanların yazılış öyküsü diyebileceğimiz yazılmasına neden olan olaylar dizgesi ve bu süreçte yazarın yaşadıkları en az romanın kendi kadar ilginçtir. Bu bağlamda değerlendirdiğim HUZURSUZ ÖLÜLER (1)(Muertos İncomodos) muhteşem kurgusuyla okuyanların belleğini ve zekasını bileyen , kışkırtıcı ve sürükleyici bir polisiye olduğu kadar yirmi birinci yüzyılda yaşanmış ve yazılmış bir Dante Kitabı adeta. Meksika yakın tarihini; okuyucuya hiç yormadan ironik yolla aktaran bir belgesel roman ve başlangıçta söylediğimiz gibi yazılış öyküsü de kendisi kadar ilginç.
İki yazarı olan Huzursuz Ölüler’in son derece doğal günlük konuşmalardan oluşan akıcı ve ironik dilinin, çevirmeninin özenli çalışmaları sonucu Türkçeye kazandırılmış olduğu, hemen ilk sayfalardan anlaşılıyor. Hem kovaladığım öyküsüyle, hem de kapsamındaki yaşanmış tarihsel gerçeklikleriyle sürekli olarak merakımı kamçılayıp araştırmaya yönlendiren HUZURSUZ ÖLÜLER kitabını “Agorakitaplığı” yayımladı.
1971'de hapisten çıkar çıkmaz öldürülen bir militan öğrenciden geldiği sanılan bir dizi telefon mesajları sonucunda, ünlü polisiyeci Paco Ignacio Taibo'nun bağımsız dedektifi Hector Belascoaran Shayne, Meksika devletinin gölgesi ve korumasında sayısız suç ve cinayet işleyen 'Morales'in izini sürmeye başlar. Aynı zamanda Chiapas ormanlarında, Zapatistlerin soruşturma görevlisi Elias Contreras (ki o bir 'huzursuz ölü'dür ve Che Guevara'nın ruhudur aslında) Subcomandante Marcos tarafından yine 'Morales'in izini sürmekle görevlendirilir. Bu arada Katalan romancı Manuel Vazquez Montalban'ın oğlunun, yazarın ölümünden sonra bulduğu bazı belgeler Zapatist EZLN karargâhına ulaştırılmıştır. (2)
Okumaya başlayınca pek alışık olmadığım İspanyolca isimleri bir kere kavradıktan sonra, elimden kitabı bırakamadım. Kitabın yazılma öyküsü ve yazarlarına gelince son derece ilginç. Bir siyasal önder ile son derece ünlü bir yazarın ortak ürünü, siyasi- polisiye türündeki bu romanla okuyucu Meksika’daki iktidarın kanlı icraatlarına doğru derinlemesine bir yolculuğa çıkıyor.
Meksika’nın en tanınmış polisiye yazarı Paco Ignacio Tabio II, bir Pazar günü kapısını ülkenin en tanınmış gerillasından mesaj getiren kuryeye açıyor.
Kurye ona üzerinde adı ve “Sadece gözlerin için ” sözcüklerini yazan zarfı uzatıyor.
Eski felsefe öğretmeni ve o sıralarda Chipas’ın güney eyaletlerindeki silahlı Zapatista gruplarını eğiten Subcomandate Igsurgente Marcos, birlikte bir roman yazmayı teklif ediyor ünlü yazar TaiboII’ye.
“Sadece gözlerin için”
Uzun zamandır Marcos’un ve Zapatistaların hayranı olan Taibo kuryeye yanıt vermek için sessizce ona kadar sayarken “saçmalık bu” diye geçiriyor içinden.
Sonra birden “Sen ne zaman çılgın bir şeyden kaçındın ki Paco ? ” diye soruyor kendine.
Bir hafta sonra Marcos’un (Muertos Incomodos) HUZURSUZ ÖLÜLER’ inin ilk bölümü ulusal Meksika gazetesi La Jurdana’da yayınlanıyor.
Taibo tarafından yazılan ikinci bölüm de ertesi hafta yayınlanıyor. Bu öykünün kaynağı olan
20 Aralık 2004 pazartesi tarihli The Guardian Gazetesi :
“Subcomandate Marcos Kalemini Yeniden Zapatista Mücadelesine Döndürdü”
başlıklı makalesinde Marcos tarafından yazılan üçüncü bölümün de bir gün önce La Jurdana’da yayınlandığını bildiriyor.
Tek bölümlerini Marcos’un çift bölümlerini de Taibo’nun yazmasıyla 2005 yılında tamamlanıyor bu güzel roman. Ve özenli çevirisiyle bir yıldan bile az zamanda Türkçemize kazandırıldı. Güzel olduğu kadar Meksika baharatları gibi yakıcı bir kitap “Huzursuz Ölüler”. Buraya kadar romanın doğuş öyküsünü anlatmaya çalıştım.
Şimdi de yazarlardan diğeri; efsanevi Marcos’la ilgili bir şeyler aktarmak istiyorum:
Subcomandante Insurgente Marcos -son zamanlarda Delegado Zero diyor- kendisini Zapatista Ulusal Özgürlük Ordusunun (EZLN) sözcüsü olarak tanımlıyor ama o kadar ünlü bir kişi ki çoğunluk onu EZLN' nin liderlerinden biri olarak kabul ediyor.
Bakınız Marcos kendi sözcükleriyle kendini nasıl tanımlıyor:
“Marcos; San Francisco'daki bir adam, Güney Afrika'daki bir siyah, Avrupa'daki bir Asyalı, San Ysidro'daki bir Chicano, İspanya'da bir anarşist, İsrail'de bir Filistinli, San Cristobal sokaklarındaki bir Maya yerlisi, Neza'daki bir çete üyesi, hararetli bir ulusal üniversiteli, Nazi Almanya’sında bir Yahudi, Savunma Bakanlığında bir ombudsman, soğuk savaş sonrası çağda bir komünist, galerisi ve portfolyası olmayan bir sanatçı......Bosna'daki bir direnişçi, Meksika'nın herhangi bir şehrinin kıyısındaki yalnız ev kadını, CTM'deki bir grevci, gazetelerin son sayfalarına dolgu türünden hikayeler yazan bir muhabir, gece saat 10’dan sonra metrodaki tek kadın, topraksız köylü, işsiz işçi...mutsuz öğrenci , serbest pazar ekonomisiyle kuşatılmış muhalif, kitabı ve okuyucusu olmayan bir yazar, ve pek tabii ki Güneydoğu Meksika dağlarındaki bir Zapatista'dır. Marcos bir insandır, yer yüzündeki öylece herhangi bir insan.
Marcos sömürülen, dışlanan ve zulm edilen, direnen ve "Yeter" diyenlerin hepsidir.”
Yukarıdaki haberi okurken neden bilmiyorum “Kişiye özel” anlamına gelen “For your eyes only” sözcüklerini olduğu gibi çevirdim. Sadece sözcüklerin düz anlamıyla seslenebilmek istedim.
ezgi umut
Özür: Çok uzun diye eleştirecek korkusuyla romana fazlaca değinemedim. Artık alıp okursunuz sevgili blogcular, samimiyetle öneriyorum.


(1)Huzursuz Ölüler, Subcomandante Marcos, Paco Ignacio TaiboII çev: Pınar Savaş, Agora Kitaplığı, İstanbul, birinci basım, Ocak, 2006
(2) http://www.agorakitapligi.com/katalog.php?katalog=4 ( kitap kapağı da)



Etiketler: , ,

0 Yorum:

Yorum Gönder

Kaydol: Kayıt Yorumları [Atom]

<< Ana Sayfa