Kitaplar Öyküler Etkinlikler

Kitap , okuma, , çocuk kitapları , romanlar , anılar, edebiyat sohbetleri , sanatçılarla söyleşiler , fotoğraf , edebiyat , çocuk eğitimi üzerine üzerine dokunmak istediğimiz herşey

1 Kasım 2009 Pazar

Talihsiz Bir Aile

John Berger ile fotoğrafçı Jean Mohr' un ortak kitabı "Talihli Bir Adam"ın fotoğraftan oluşan ilk sayfaları bana hüzünlü ve düşündürücü gelen sözcüklerle başlar. Agorakitaplığı'nın İnternet sayfalarında " İnsan hayatının önemine dair müthiş bir tefekkürün ürünü" diye tanıtılan kitaptan alınacak dersler buldum kendi adıma.




Evet ! İçinden geçtiğimiz yerler bazen öylesi güzel gelir özellikle sisli kırlar içindeki yeşillikler içine gizlenmiş de zorlukla seçilebilen kırmızı damlı köy evleri, arkada uzanan görkemli dağlar, bazen gökkuşağını bile rastlayıp sevindiren. Bunların çekici imgesini belleğimize kalıcı olarak yerleştiririz. İçinde yaşananları gerçeklikleri bilmeden bir aile yaratırız hayallerimizde kalan imgesel bahçelerin imgesel kulübesinde yaşayan. Ana baba ve özürlü çocuktan oluşan küçük hayali bir çekirdek aile.



Yayladaki bahçelerinde hiç kimselere el avuç açmadan yaşayıp giden, yetiştirdikleri sebzeleri, güzelim olgun meyvaları kasaba pazarına götürüp satarak yaşamaya çalışan mutluca bir aile. Belki de yaşlı annenin en büyük derdi özürlü yavrularının kendilerinden sonra ne olacağı, nasıl yaşama tutunup devam edeceğidir, yaşlı babanın da öyle ya, birbirlerine hiç belli etmezler. Hem komşuları vardır, uzaktaki dış kapının mandalı hayırsız hısım akrabaya gelesiye kadar. Birbirlerinin kapılarını çalıp, nasılsınız diye yokladıkları kendileri kadar yaşlı vefakar komşuları.



Hele şu, yaylaya yeni gelen iki kardeş ne kadar iyidirler ve çalışkan. Tam da oğullarıyla akran büyüğü. Sahi kimin akrabasıydı onlar? Ne önemi var canım söylentiler hep dedikodudur, yaylanın yalnızlığından ve yeknesaklığından , sıkıntıdan çıkarılan. Aldırmazlar dedikodulara , yeni gelenleri de birer oğul gibi bağırlarına basarlar. Bir de kız kardeşleri vardır yazın çıkıp gelir yaylada kardeşleriyle çalışır. Anne biraz piypiriklidir ya yaşlı baba daha geniştir, bir kötülük görmez onların tavırlarında hatta "meyva bahçesini satın alma" önerilerini de çok ama çok insancıl bulur da teklif ettikleri gülünç parayı da iyi niyetlerine yorar. Yardım etmek istemişlerdir kendilerine, hani belki şehirde yaşamak isterler diye. Neden satamayacağını açıkladıktan sonra, kardeşler bir daha açmazlar o konuyu.



Sonra bir gün oğulcuğun tam da 48 inci yaş günü kutlayacakları bir Nisan günü, meyva ağaçlarının pembe beyaz çiçeğe vurduğu gün, dağlardaki ak karlardan esen soğuk yel henüz kesilmemişken, ah yaşam ne kadar da güzel diye düşünürlerken içlerinden ve bugüne kadar getiren yüce Rablarına, kendilerini oğulcuğun başından eksik etmeyen yüce Rablarına yürekten teşekkürlerini sunarlarken, kardeşler ellerinde bir kuru pasta ile çıkar gelirler.



John Berger'in Fransa'sındaki dağlarda olsaydı bu aile eminim Berger'in kasaba doktoru John Sassal bu aile ile candan ilgilenirdi. Çantasını kapar sisli karlı dağ yollarında iki saat uzaklıktaki bu evde yaşananları, bazen hastalıkları, bazen mutlulukları paylaşmaya koşarak gelirdi.Fransadır orası! Kadın doktorların sağlık ocaklarında dövülmediği ülkelerden biridir. Hatta pastaya bile ortak olurdu bu talihli doktor ve kişilerin yazgısı da iyice değişirdi. Yazgı dediğime bakmayın yani rastlantı. Öylesi kötülükleri Tanrı niye yazsın insanların alnına? Devlet de ilgilenirdi 48 yaşını bitirip 49'una basan bu genç delikanlı ile. Gizemleri çözmek jandarmaya kalmazdı elbet. Ya bu coğrafyada olsa öykümsümüzdeki bu hayali aile neler olurdu?



Ya sonra...sonrası sonsuz sayıda olasılık, evrendeki yıldızların sayısı kadar. Gazetemiz Milliyet' deki haber bile olsılıklardan sadece birisi:



http://www.milliyet.com.tr/Yasam/SonDakika.aspx?aType=SonDakika&ArticleID=1022056&Date=28.11.2008&Kategori=turkiye&b=Katil%20komsu%20cikti,%20silahi%20da%20zehirli%20yas%20pasta&ver=89


http://www.agorakitapligi.com/katalog.php?katalog=23&kitap=218


kaynak : Mb de 28/ 11/ 2008 de yayımlanmıştır.
http://blog.milliyet.com.tr/Blogum.aspx?BlogNo=147198

Etiketler: ,

0 Yorum:

Yorum Gönder

Kaydol: Kayıt Yorumları [Atom]

<< Ana Sayfa