Kitaplar Öyküler Etkinlikler

Kitap , okuma, , çocuk kitapları , romanlar , anılar, edebiyat sohbetleri , sanatçılarla söyleşiler , fotoğraf , edebiyat , çocuk eğitimi üzerine üzerine dokunmak istediğimiz herşey

18 Kasım 2009 Çarşamba

Meraklı Zihinler muhteşem bir kitap, neden mi?



"Doğu Afrika'da geçen çocukluğumun beni genel olarak doğal tarihe, özel olarak da insan evrimine yönelttiğini keşke söyleyebilsem. Ama öyle olmadı ben bilime sonradan girdim. Kitaplar aracılığıyla."




Yukardaki paragrafı , Popüler Bilim Kitaplığından yayınlanan, editörlüğünü John Brockman ' ın yaptığı Meraklı Zihinler adlı TÜBİTAK popüler bilim kitabından alıntıladım. Kitap Ülker İnce tarafından çevrilmiş dilimize.



Alıntıladığım denemenin yazarı ise son günlerde Türkiye'den İnternet sitesine girmeye çalışıldığında " Mahkeme kararı ile erişim engellenmiştir" yazısı ile karşılaşılan bilim adamı Richard Dawkins.



Dawkins'in sitesinin yasaklanmasını "Kırmızı kırmızı harfler var artık" başlıklı bloğumuzla duyurmuştuk.



http://blog.milliyet.com.tr/Blog.aspx?BlogNo=132950



Şimdi de kitabın editörü John Brockman' a kulak verelim:



"2002'de Noel günü, Santa Fe'de öğleden sonranın büyük bölümünü Murray Gell-Mann -Nobel ödüllü fizik profesörü- ile birlikte geçirdik, uzun uzun, dereden tepeden konuştuk, onun çocukluğundan söz ettik. Bu kitabı ilk o zaman düşünmeye başladım."



Bir kitap projesine esin veren kaynağın çocukluk anılarından çıkması güzel bir olay.



Kitabın tam konusu ise bir akşam yemeği sohbetinde belirleniyor. Evrim biyolojisi, yapay zeka, bilişsel bilim, nöroloji bilimi , müzik algısı gibi konuların konuşulduğu ve Brockman'ın "bundan daha iyi bir sofra sohbeti olamaz "diye düşündüğü bir akşam sohbeti.



Konuşmacılar bilim adamları ve içlerinden birisi, Dan Dennet'e dönüp:



"Bu konuları ne zaman düşünmeye başladığını hatırlayabiliyor musun?" diye soruyor.



"Kaç yaşındaydın? Düşüncelere tutku duymaya ne zaman başladın?"



Dan yanıtında 6 yaşındayken bir yetişkinin kendisine söylediği şeyi aktarıyor.



O yetişkin Dan'a: " Bu kadar ilginç sorular sorduğuna göre, sen bir filozof ol." demiş.



Oradaki diğer bilim adamları da hatırlayabildiklerini anlatıyorlar.



Söyler misiniz acaba altı yaşındayken kaçımız, bu tür güzel yanıtlarla özgüven kazandık? Ailelerimiz ne kadar sevse de çocuklarını, çok fazla soru sorulmasından pek hoşlanmazlar. Bir de cız bız aman da dokunma kırarsınlar bozarsınlar... Hele günümüzde, kaygan zeminli küresel ekonomi koşullarında, evinde bile işini düşünen insanımız, tek çareyi televizyon karşısında yığılıp, sözümona kafa dinlemede bulur.



Zaten işten eve yorgun argın dönmüşlerdir ve bütün gün iş yerinde kafa patlatmış ya da laf anlatmaya çalışmışlardır. Onlara göre öğrenme yeri okuldur. Oysa çocuklar henüz okula başlamadan çok önce, geleceklerini belirleyen alışkanlıkları kazanıp kırılma noktaları yaşayabilirler.



"...Çocuk olarak hepsinde ortak olan şey, MERAK, ARAŞTIRICILIK ve ister çok özel , ister çok genel anlamda DERİN BİR ÖĞRENME TUTKUSU idi." diye anlatıyor kitabın editörü Brockmann.



"Kitapta 27 deneme yer alıyor. Bunlardan bazıları dünyanın önde gelen üçüncü-kültür bilim adamları. Yani bir zamanlar fen ile sosyal bilimler arasında var olan o büyük uçurumu yazılarında kapatan, halkın tanıdığı entelektüeller tarafından yazılmış denemeler."



Burada aktarmaya son verip nerede durduğumuza bakalım biraz daha.



Dünyanın ilgi ile okuduğu ve tartıştığı web siteleri tehlikeli görülüp kapatılabiliyor, kitaplar tehlikeli görülüp yasaklanabiliyor, yazarlar sakıncalı görünüp tutuklanıyor. Olağandır her ülkede oluyor demeyin.



Ya küçücük çocuklar dağ başındaki denetimsiz binalarda ve ne olduğu ne aşılandığı bile tam olarak bilinmeyen izinsiz kursların kamplarında papağana çevrilerek mi öğrenecekler bilimsel düşünceyi?



Bilimsel düşünceyi bırakın düşünmeyi sadece düşünmeyi öğrenebilecekler mi? Eğitimsiz kişilerden yanıt alabilecekler mi? Aldıkları yanıt öğrenme tutkularını coşturacak mı yoksa dogmalarla mı bastıracak ?



Bilimsel düşünce, öncelikle tutku ile öğrenme isteği ile başlar. Çocuğun bu tutkulu sorularının yanıtını alması gerekir. Çocuğun o tutkusunun, denetimsiz cahil ellerde, gerçekten dinlerin değil uygarlık düşmanlığının öğretildiği kurslarda, nasıl bastırıldığı ve sırası ile korku ve saldırganlığa dönüştürüldüğünü de görelim artık.



Sanırım bunu görmenin en iyi yolu da başka yaşamlarda bilimin, sorgulamanın nasıl doğup, nasıl filizlendiğini görmekten, öğrenmekten kaynaklanıyor. Çünkü bizleri yaşamboyu eğitmesi ve çıtayı yükseltmesi gereken diğer kaynaklar örneğin televizyon yayınları sadece reyting amaçlı ve tüketim ekonomisine özendiren- ne yazık ki kitap tüketimi yok- programların çoğunlukta olduğu bir cangıla dönüşmüş durumda.



Bir de ille bilim insanı olsunlar demiyorum ama çocukluktaki merakın ve tutkulu öğrenme isteğinin karşılanması mutlu bireyler yetişmesine de neden olacaktır. Karar verme ve düşünme yetisi gelişmiş bir genç , kendi ayakları üzerinde daha rahat durur.



Bu kitap, Meraklı Zihinler, okurken verdiği hoş duyguların yanı sıra, eğitimcilerin ve yetişkinlerin çocuklara olan davranışlarını da değiştirip düzenleme konusunda uyarıcı olabilir. Genç okurlara da iyi bir rehber olacağına inanıyorum.



Hepinize iyi okumalar...



How a Child Becomes a Scientist - 2004



MERAKLI ZİHİNLER



Editör: John Brockman

TÜBİTAK POPÜLER BİLİM KİTAPLIĞI 237

çeviren : Ülker İnce

20/ 9 / 2008 de MB de yayımlanmıştır.
http://blog.milliyet.com.tr/Blogum.aspx?BlogNo=133279

Etiketler: , , , , , ,

0 Yorum:

Yorum Gönder

Kaydol: Kayıt Yorumları [Atom]

<< Ana Sayfa